Merhaba, ben Banu. 19 yaşında, 1.80 boyunda, esmer, çevremdekilerin manken gibi dediği bir kızım. Tekirdağ’ın deniz kenarına yakın bir sitesinde yaşayan, 10 yıl önce buraya çalışmak için gelen, köy kökenli, tutucu bir ailenin ortanca kızıyım. Babam sitenin kalorifer ve teknik işleriyle uğraşır, annem ev işlerine gider. Ablam 23 yaşında, evli; erkek kardeşim bu sene üniversiteyi kazanıp gitti. Seks hikayelerini okumaya başlamam, İstanbul’dan tatile gelen, çok iyi anlaştığım arkadaşım Ebru’nun tavsiyesiyle oldu.

Liseyi bitirdikten sonra okumadım, evde annemle babama yardım ediyordum. Ebru yazları tatile gelir, okullar açılana kadar Tekirdağ’da kalır, sonra İstanbul’a dönerdi. Ailesinin durumu iyi olduğu için rahat davranan, evin biricik kızıydı. Sadece yazları görüşsek de, Ebru en iyi arkadaşımdı. Bu yaz yine geldi. Onunla olunca ailem gezmeme ve denize gitmeme daha kolay izin verirdi. Deniz kenarında yaşamamıza rağmen denize pek girmezdim, sadece ablam geldiğinde ailece ya da Ebru’nun babası babamdan izin aldığında giderdim.

Yazın sonuydu. Ebru, ailesinin döneceğini, ama kendisinin okullar açılana kadar 10 gün daha kalacağını söyledi. Hafta sonu akrabalarının yazlığına cuma gidip pazartesi döneceklerini, benim de gelmemi istedi. Ailem izin vermezdi, ama Ebru’nun babası babamdan rica ederse olabilirdi. Ebru babasından rica etti. Mustafa Abi, 45 yaşında, atletik, uzun boylu, karizmatik biriydi. Babamla arası iyi olduğundan, ısrarıyla bana izin aldı. Cuma sabahı Ebru, Mustafa Abi, eşi Gülçin Teyze ve ben, akrabalarının yazlığına gittik. Yazlık, Ebru’nun teyzesinindi. Teyzesi, eniştesi ve oğlu Kaan bizi sıcak karşıladı, yerleştik.

Öğle yemeğinden sonra denize hazırlanırken İstanbul’dan telefon geldi. Ebru’nun anneannesi rahatsızlanmış, hastaneye kaldırılmış. Aile tatili kesip dönecekti, ama Ebru’nun annesi, “Mustafa, sen çocuklarla kal, biz eniştem ve ablamla gider, gerekeni yaparız,” dedi. Diğerleri de onayladı. Böylece ben, Ebru, Kaan ve Mustafa Abi kaldık. Onları yolcu ettik, deniz hazırlığımızı yapıp denize gittik.

Ebru ve Kaan denizde şakalaşıp el kol hareketleri yaparken, ben biraz çekingen, onların uzağında yüzüyordum. Bir ara Kaan’ın Ebru’nun göğüs ve kalçalarını ellediğini, Ebru’nun da babasının görebileceğini söyleyerek onu uyardığını fark ettim. Sıkılıp kenara çıktım, Mustafa Abi’nin yanına uzandım. Mayo ileydi, önündeki kabarıklık çok belliydi, bir an gözüm takıldı. Gülerek, “Hayırdır Banu, durgunsun, neden yüzmüyorsun?” dedi. “Şey, denize girmeyi pek sevmem, sizin hatrınız için geldim,” dedim. “Sağol, bizi kırmadığın için teşekkür ederim,” dedi.

Neler yaptığımı, nasıl vakit geçirdiğimi sordu, konu erkek arkadaşa geldi. Lisede bir kez çıktığımı, sitedeki birinin arkadaş olmak istediğini ama babamdan korktuğum için reddettiğimi anlattım. O sırada Ebru ve Kaan gelip büfeye gideceklerini söylediler, babasından izin aldılar. Bize dondurma ve su almalarını istedi. Onlar gitti, biz sohbet etmeye devam ettik. Akşam üzeri olmuş, sahil boşalmıştı. “Mustafa Abi, ben de Ebru’lara bakayım,” dedim. “Tabii,” dedi.

Büfeye giderken kabinlerin arkasında öpüşenleri fark ettim. Yaklaşınca Ebru ile Kaan olduğunu gördüm. Birbirlerini yiyecek gibi öpüşüyor, Kaan Ebru’nun kalçalarını okşuyordu. Şok oldum. Ebru’yu erkeklerle görmüştüm, ama Kaan teyzesinin oğluydu. Bir süre izledim, beni fark etmediler. Toparlanıp büfeye giderken arkalarından seslendim. Bir arkadaşlarını gördüklerini, onunla sohbet ettiklerini söylediler. Ebru benim de gelebileceğimi söyledi, ama babasının yanına döneceğimi belirtip geri döndüm. Maydonoz olmak istemiyordum.

Mustafa Abi’nin yanına vardığımda, yazlığa dönüp şirketle ilgili bir işi internetten halledeceğini, istersem Ebru’ları bekleyebileceğimi söyledi. Sıkıldığımı, yazlığa dönmek istediğimi söyledim. “Gel!” dedi. Ebru’yu arayıp yazlığa döndüğümüzü, işleri bitince gelmelerini söyledi.

Yazlığa gittik. Mustafa Abi bilgisayarın başına geçti. Ben duş almayı düşünüyordum. Odama gidip havlumu bırakıp, duştan sonra giyeceğim elbiseleri hazırladım, mayo ile banyoya yöneldim. Mustafa Abi’yi bilgisayarda sanıp mayonun askılarını indirerek banyoya girdiğimde şok oldum. Mustafa Abi çırılçıplak, duşa girmek üzereydi. Plajda mayoyla gördüğüm kabarıklık şimdi her şeyiyle karşımdaydı. Şaşkınlıkla yarağına bakarken, o da elimle kapattığım göğüslerime bakıyordu. “Şey, sizi bilgisayarda sanmıştım, özür dilerim,” dedim. Yanıma yaklaşıp çok güzel olduğumu, gelmemi istedi. Donup kalmıştım. İlk kez böyle bir durumdaydım. Daha önce sadece Ebru’yu erkeklerle ve ablamı eniştemle görmüştüm, ilk kez canlı yarak görüyordum.

Ellerim göğüslerimdeydi. Mustafa Abi dokunabileceğimi söyledi. “Şey, ilk kez görüyorum,” dedim. Dudaklarıma yapıştı, öpmeye başladı. Gördüklerimin etkisiyle karşılık veremedim, ama hoşuma gitti. İlk kez bir erkek tarafından öpülüyordum. Beni kendine çekip güzel bulduğunu, istediğini söylerken öpmeye, göğüslerimi ve kalçalarımı sıkmaya devam ediyordu. Karşılık veremiyordum, ama hoşuma gidiyordu. Mayomu aşağı çekip beni çıplak bıraktı, elimi yarağına götürdü. Yarak büyük ve kalındı, seks hikayelerindeki kalın yaraklar aklıma geldi.

Yarağı elimdeydi, okşamamı istedi, sadece avuçladım. O kalçalarımı, amımı okşuyor, göğüslerimi sıkıyor, dudaklarımı öpüyor, beni zevk sarhoşu yapıyordu. Amımın sulandığını hissettim. Karşılık vererek yarağını sıktım, dudaklarına yapıştım. Acemice öpüşmem onu daha çok tahrik etti. Boynumu yalıyor, göğüslerimi ısırıyordu. Omuzlarımdan itip diz çökmemi sağladı, “Yala!” dedi. Hiç yapmadığımı, bilmediğimi söyledim. Yarağını ağzıma götürdü, ama ağzımı kaçırdım. Beni ayağa kaldırıp önümde diz çökerek amıma yumuldu. Hızla yalıyor, parmaklarıyla göt deliğimi zorluyordu, beni çıldırttı.

Kendimden geçmiştim. Babam yaşında biriyle ilk kez sevişiyordum. Mustafa Abi çok iyiydi, ama götüme soktuğu parmak canımı acıtıyordu. “Ayyy!” diye irkildim. “Ne oldu, canın mı yandı aşkım?” diye sordu. “Mustafa Abi, ilk kez böyle bir şey yaşıyorum, bu yanlış!” dedim. “Bana abi deme, aşkım de! Her şeyin ilki vardır, güzel olacak!” diyerek yine diz çöktürdü. Yarağını ağzıma vermek istedi, ama kalındı, alamıyordum. “Öp, yala!” dedi. Öpüp yalamaya başlamıştım ki saçlarımı çekti. Can acısıyla ağzımı açmamla yarak ağzıma girdi. Ağzım yırtılacak gibiydi, kusacak gibi oldum. Başımı tutup ağzımdan sikiyordu. Bu arada bir kez daha ıslanmıştım. Mustafa Abi dayanamayıp ağzıma boşaldı. Tadı kötüydü, çok geliyordu, boğulacak gibi oldum. Zorla çıkardım, lavaboya kusmaya başladım.

Lavaboda kusarken Mustafa Abi arkadan kalçalarımı, amımı yalıyor, parmağını amıma sokuyordu. Kendime gelememiştim, tek düşündüğüm kızlığımdı. Bakire olduğumu, kızlığıma zarar vermemesini söyledim. Amımı parmaklamayı bırakıp parmağını götüme sokmaya başladı. Canım acıyordu, ama zevk de veriyordu. Lavaboda ağzımı yıkarken domalmış haldeydim, o parmağını götümde ileri geri yapıp sırtımı yalıyordu. Çıldırmış, kendimi ona teslim etmiştim. Yarağını götüme sokmaya çalıştı, kalındı, girmiyordu. Hem korkuyor, hem istiyordum.

“Böyle kal!” deyip banyo dolabından losyon aldı, yarağına ve götüme bolca sürdü. Yarağını yine zorladı, girmiyordu. “Kendini rahat bırak, sıkma!” diyerek daha fazla domalmamı istedi. Dediklerini yaptım, yeniden zorladı. Birden tarif edilemez bir acı hissettim, beynimde şimşekler çakıyordu. “Çıkar!” diye bağırıyordum, ama kaçamıyordum, kafam lavabonun altındaki duvara dayanmış, Mustafa Abi beni sıkıca kavramıştı. Yarak götümde yavaş yavaş ilerlerken ağlıyordum, elim ayağım kesilmişti. “Geçti aşkım, girdi, az kaldı!” diyordu. Kasıklarını kalçalarımda hissettiğimde acıdan bayılmışım.

Ayıldığımda yatak odasındaydık, yüzüstü yatıyordum. Mustafa Abi kasıklarımın altına yastık koyup beni domaltmış, götümü sikiyordu. Bende hal kalmamıştı, o sırtımı, ensemi öpüyor, sikmeye devam ediyordu. 15-20 dakika sikmesine rağmen boşalmamıştı. Acının yanında zevk alıyordum, kalçalarımı ona iterek karşılık veriyordum. Müthiş bir tecrübeyle sikiyordu. O kalın yarağın götümde olduğuna inanamıyordum, götümün deliğini hissetmiyordum. “Mustafa Abi, boşal!” diye yalvarmaya başladım. Hızlandı, zevk ve acıdan yatağı dişliyordum. Sonunda hırıltıyla götüme boşaldı.

Yarağını çıkarıp çarşafa sildi, “Seni çok seviyorum aşkım, karıcığım!” diyerek omuzlarımı, sırtımı, götümün yanaklarını öpüyordu. Acı ve şokla yüzüstü yatıyordum, sesim çıkmıyordu. Alt kattan sesler geldi, Ebru ile Kaan gelmiş olmalıydı. Mustafa Abi mayosunu giyip bilgisayarın başına giderken, ben dölden sırılsıklam çarşafı alıp banyoya koştum.